26 Haziran 2013 Çarşamba

DİYABETLİ ÇOCUĞA NASIL YAKLAŞILMALI





       
Çocukla iletişim becerilerinin yetersiz olması (tükenmişlik)

Çocuk gelişim dönemlerinin gözardı edilmesi

Öğrenme psikolojisine ait donanım eksiklikleri

Çocuklarda Kan Şekeri Ölçüm Güçlükleri

Çocukların fiziksel yakınmaları

Okul ve diğer fiziksel koşulların uygun olmayışı

Koruyucu  hatta bağımlı anne tutumları

Hemşirenin duygusal yaklaşımları

Kan şekeri ölçümünde bireysel öneriler

Yeme Davranışını Değiştirme Güçlükleri

Çocuğun engellenmeye karşı verdiği tepkiler

Ailenin yeme alışkanlıkları(yöresel farklılıklar)

Hızlı ve hazır yiyeceklere yönelim

Anne ve yakınların duygusal tepkileri

Şeker ve karbonhidrat yüklü yeme alışkanlığı

Koruyucu Aile Tutumları

Aile ile diyabet yönetimi konusunda  düşük işbirliği

Ailenin gizlenme ve gizleme tutumları

Koruyuculuğu abartma / bağımlı ilişki

Anksiyöz davranışların çocuğa yansıtılması

Gergin anne-çocuk ilişkisi

Gerekçeler

Çocuğa yaklaşımı içeren pedogojik formasyon ihtiyacı

Gelişim dönemlerine ilişkin bilgi eksiği

Çocuğa yaklaşım konusunda metodolojik yaklaşım eksiği

amaçlar

Diyabetli çocuğa bütüncül yaklaşımı sağlamak

Diyabetli çocuğu diyabetten bağımsız- diyabetle beraber yorumlamak

Diyabet eğitim hemşiresi ile diyabetli çocuk arasındaki ilişki kalitesini artırmak

Hedefler

Pediatri diyabet hemşirelerinin pedogojik formasyon düzeylerine katkı

Çocuğa ve ergene yaklaşımda bilimsel alt yapının kazandırılması

Çocuğa terapötik yaklaşım için gerekli modellerin kazandırılması

Çocukla ve ergenle  terapötik iletişim kalitesinin artırılması

Yöntem/süre

Gelişim dönemlerinin tanımlanması

Öğrenme yaklaşımının tanımlanması

Davranış alt yapısının tanımlanması

Çocukla İlişki Kurma Güçlükleri

     

     

                Gelişim Dönemleri



Duyusal Motor (Duyu Hareket/Duyu-Devinimsel) Dönemi (bebeklik) (0–2 yaş)

Dış dünyayı keşfetmede duyularını ve motor becerilerini kullanır.

Nesnelerin sürekliliği (kalıcılığı) kazanılır. Örneğin; 6 aylık bir bebek gözünün önündeki bir nesne kaldırıldığında, yok olduğunu, böyle bir nesnenin evrende bulunmadığını düşünür.

Nesne sürekliliğinin kazanılması ile bir nevi düşünme başlar.

Çocuk dünyayı zihninde temsil etmeye başlar.

0-2 Yaş Dönemi Öğrenme Özellikleri

Deneme – yanılma yoluyla öğrenme. Örneğin; 5 aylık bir bebek bir battaniyenin üzerindeki topu uzanarak  almaya çalışır ve bunu başaramazsa vazgeçer. 10 aylık bir bebek ise uzanarak topu elde edemiyorsa, (yeni öğrenme şemaları kazandığı için) başka yollar arar ve battaniyeyi kendisine doğru çekerek topu elde eder.

Taklit Ederek Öğrenme

Taklit, bir davranış örneğini ya da modelini takip ve kopya etme yeteneğidir. Yeni doğan bebek ellerini açıp kapayabilir. Bu davranış, yakalama refleksiyle ilgilidir. Eğer, anne bebekle oynarken ellerini açıp kapamaya başlarsa bebek bir süre sonra onu taklit edecektir.

Tepkisel Öğrenme

Döngüsel tepki; çıngırağa vuran çocuğun hoşuna gitmesi sonucu tekrar çıngırağa vurması gibi. Ayağını salladığında bebek beşiğinden ses çıkarsa, sesi çıkarmak için ayağını sallama hareketini tekrarlar.

Devresel tepki; çocuk yaptığı bir davranışı tekrarlamaktadır. Örneğin, bir espri öğrenen çocuk, o espriyi etrafındaki yetişkinlere “gına gelinceye” kadar tekrar eder. Bu, çocuğun ilgili olayı özümlemeye çalıştığını gösterir.

İşlem Öncesi (ilk çocukluk) Dönemi (2 – 6 yaş)

Somut operasyonları içerir. Örneğin;

                uzun bardaktaki su ile geniş bardaktaki su miktarlarının aynılığını kavrayamadığı dönemdir.

Dönemin  Önemli Özellikleri

Odaklaşma: Dikkati, bir olayın ya da nesnenin diğer yönlerini dışarıda bırakarak yalnızca bir yönüne yoğunlaştırma eğilimine, odaklaşma denilmektedir.Örneğin, dört çeyrek elmanın, elmanın tamamından fazla olduğunu düşünmesi ya da karşıdan karşıya geçerken baktığı yönü unutması, tek yöne bakması gibi.Tıpkı kan şekeri ölçümünde sadece canının acıyacağına dikkat etmesi ve diğer detayları görmemesi ya da sadece yemeğinin kesildiğine dikkat etmesi gibi.

Akıl yürütme başlıyor, ancak tek yönlü!

Tersine çevirememe: Bir işlemi tersinden düşünemezler. Bir bardaktan sürahiye boşaltılan suyun tekrar bardağa doldurulması halinde önceki düzeyine geleceğini düşünemezler. A=B dir, fakat B=A değildir. İlk akıl yürütmeyi kullanma faaliyetleri başlar. Tek yönlü mantık yürütme. Bir kere kan şekeri ölçümünün yeteceğini düşünme ya da bir öğün sebze yemenin yeteceğini düşünmek gibi.

Bencillik, doğal gelişim aşaması!

Ben merkezcilik: Çocuğa göre dünyanın merkezi kendisidir. Kendisinin bildiğini herkesin bildiğini ve kendisinin gördüğünü herkesin gördüğünü düşünür. Kendisini başkasının yerine koyamaz. Başkasını kendi yerine koyar! Kan şekeri ölçümü sırasında canının yanmasını anne-babaya yansıtması gibi,bu da durumu zorlaştırır.Dolayısıyla canının yanmayacağını söylemek yararsızdır.

ÇOCUKLUK FANTEZİLERLE DOLUDUR…

Monolog: Çocuklar bir arada toplu konuşma halinde etkileşime girer… Sadece kendi konuşmasıyla ilgilenir. Dikkat ! sizi dinlemiyor olabilir.

 Animizm: Yaşayan ve yaşamayan nesneler arasında ayrım yapamama durumunda ortaya çıkan karmaşadır. Çocuk, cansız nesnelere canlılık özellikleri yükler.Kim bilir? Kan şekeri ölçüm cihazı bir canavardır, keşfet!

Özelden Özele Akıl Yürütme

Olayları yalnızca geçirdiği yaşantılara bağlı olarak tek yönlü düşünebilme özelliğidir. Her sabah kahvaltısında yumurta yiyen bir çocuk bir gece misafir olarak kaldığı arkadaşının evinde sabah uyandığında yaptığı kahvaltıda yumurta yememiştir. Annesi ona “kahvaltı yaptın mı?” diye sorduğunda çocuk “kahvaltı yapmadım” (yumurta yemediği için) demiştir.Dikkat!  Belki de hamburger, yemekten sayılmıyordur.

HER ŞEY MÜMKÜN!

Sembolik oyun ve düşünme: Çocuk hayal gücünü kullanarak düşünür. Çubuğu tabanca gibi kullanır. Boş çay fincanında çay varmış gibi içmeye başlar. Nesneleri başka şeylerin yerine kullanabilir. İnsülin iğnesi kim bilir neyi sembolize ediyor?


Sınıflama

Maddeleri sadece bir özelliğine göre sıralayabilir ve sınıflandırabilir. Örneğin, çocuğa 10 tane topu vererek sadece renklerine göre sınıflandırmasını bekleyebiliriz.

Somut işlemler dönemi (6-12 yaş)

Odaktan uzaklaşma var. Herhangi bir nesnenin biçimi ya da mekandaki konumu değiştiğinde  miktar, ağırlık ve hacminde değişiklik olmayacağı -aynı kaldığı anlayışı - ilkesidir.

İşlemleri tersine çevirebilir.

Sınıflama yapabilir.

Mantıklı düşünme başlar.

İŞLER KOLAYLAŞIYOR MU?

Evet, nispeten daha anlaşılabilir bir dönem ,ancak mantık yürütme çok sağlam.

İkna edilmesi zor! Asla ikna etmeye çalışmayın, işbirliği ortamı yaratın; çünkü artık o bir karakter.

Kritik Faktör

Herhangi bir dönemin sağlıklılığı,  sonraki gelişim döneminin sağlıklı geçirilmesinin belirleyicisidir.

Karşılaşılan güçlük, genellikle bir önceki dönemin sağlıklı geçmeyişinden kaynaklanır. Bu noktada diyabet, çocuk gelişimini olumsuz etkileyebileceğinden titizlikle ve gelişim dönemlerinin özelliklerine göre yönetilmelidir.

Öğrenme Psikolojisi Temel Kavramları

Öğrenme, yaşam boyu süren davranış değişikliği sürecidir.Yaşama tutunmamızı sağlayan tüm kazanımlar öğrenme sürecinin parçasıdır.

Davranış değişikliği yeni bir öğrenme sürecidir!

Öğrenme gerçekleşirse davranış değişir.

Her birey için ayrı öğrenme metodları geçerli olabilir.

Öğrenme, muhakemenin temel basamağıdır.

Öğrenme, davranış ve tepki dağarcığını geliştiren en temel prosestir.

DAVRANIŞ:

İnsanoğlunun belirli bir durum karşısında verdiği tüm tepkilerdir.Boşlukta bir insan davranışından bahsedilemez.

Öğrenilmiş Davranışların Özellikleri

Davranış değişikliği gereklidir.

Tekrar

Deneyim

Kavrayış ve anlama

Taklit etme yoluyla gerçekleşir.

Etkili öğrenme için doğru takviye gereklidir!

Doğru ödül kullanımı(her gün dediklerinizi yapıyorum, ama şekerim düşmüyor…)

Kazanılan yeni davranışın yararlarının görülmesi(kan şekerimi ölçmem ne işe yaracak?)

Kazanılan yeni davranışın fonksiyonel, kullanılabilir, işe yarar olması. Kullanılmayan bilgi işe yaramaz.(diyabet ne demek)

Öğrenme için en gerekli koşul güdülenme yani yeni bir ihtiyacın belirmesidir(diyabet eğitimi hangi ihtiyacımı karşılayacak?).

Kalıcılığı ve davranış değiştirme gücü en yüksek öğrenme, kavrama yolu ile gerçekleşen öğrenmedir.

Dikkat!

Ceza öğretici değildir.

Tehdit öğretici değildir.

Bilakis istenmeyen davranışın kalcılığına katkı yapılmış olur.

Kör olursun,sakat kalırsın,ayağın kesilir…Gerçekten bu kaygı pompalayan yöntemin işe yaraması mümkün mü? Değil, çünkü anksiyete artışı muhakemenin bozulmasına hizmet eder!

Çocukla Terapötik İletişimin Esasları

Çocuk, yetişkinden  ayrı bir birey

Değer görmek ister.

Güvenmek ister.

Anlaşılmak ister.

Saygı ister.

Pedegojik formasyon

Çocuk psikopatolojisi  hakkında optimum bilgi

Diyabetli çocuğa yaklaşın,
uzaklaşmayın!

Duygularını ifade etmesine izin verilmeli.

Duygu dünyası keşfedilmeli.

Etkileşime özendirilmeli.

Kurulan ilişkilerin diğer ilişkilerden farklı olduğu gösterilmeli.

Ailesi ile iletişim becerilerinin geliştirilmesine yardımcı olunmalı.

Beden bazen her şeydir!

Beden imajı güçlendirilmeli.

Telafi edici stratejiler denenmeli.

Öğrenme özellikleri anlaşılmalı.

İnatlaşmamalı!

Çocukla İletişimde Yapılan Hatalar

Ebeveyn rolüne girilmesi

Akıl verilmesi

Emir kipleri ile konuşulması

Korkutulması

Cezalandırılması

Adam yerine konulmaması

Takdir edilmemesi

Ödül prensiplerinin doğru uygulanmaması

Güç kullanma, güçlendirmeyi dene!

Yargılamamalı.

Güç ilişkisi kurulmamalı, güçlendirme stratejilerine baş vurulmalı.

Sadece eğitim odaklı olunmamalı.

Unutulmamalıdır ki onlar daha çocuk…

               

Kan Şekeri Ölçümünde Yaşanan Zorluklar

Çocuklarda Kan Şekeri Ölçüm Güçlükleri

Çocukların fiziksel yakınmaları

Okul ve diğer fiziksel koşulların uygun olmayışı

Koruyucu  hatta bağımlı anne tutumları

Duygusal hemşire yaklaşımları

Kan şekeri ölçümünde bireysel öneriler

Fiziksel Yakınmalar

Çocuklar fiziksel acıya karşı oldukça duyarlıdırlar, ancak abartma eğilimi çok yaygındır.

Odak olarak  direncini fiziksel olarak ifade eder.

“Acıyor” ifadesi çocuk dilinde reddediş anlamına gelir.

Reddediş sadece kan şekeri ölçümü için değil, sürecin tamamı ve kişileri reddediş anlamına gelir.

Direnci Ortadan Kaldırmak İçin Terapötik Adımlar

Doğru ilişki; güven veren,ilişkinin farklılığını ortaya koyan samimi ve içten yaklaşım, ancak abartıya kaçmadan. Çocuklar abartıyı hemen fark ederler.

İlişki kurmak için acele etmeyin! Çocuğun size güvenmesi için zamana ve kendince gerekçelere ihtiyacı vardır.

Doğrudan ilk görüşmede eğitim vermeyin! Öncelikle çocuğun dünyasını, kullandığı sembolleri,içinde bulunduğu gelişim dönemini anlamaya çalışın.

İlk görüşmede mümkünse oyun oynamayı seçin. En sevdikleri oyunu seçmek ilişkiyi güçlendirecektir.

Aile ve arkadaş ilişkilerindeki patikayı tespit etmeye çalışın.

Direnç hemen ortadan kalkmaz!

İkinci görüşme için hazırlanın.

İlk görüşmeye ait çocuğun izlenimlerini isteyin.

Çocuğun yanında aile ile görüşmeyin.

İkinci görüşmede bol bol konuşturun. “sıcak sandalye” gibi sondaj yöntemlerine baş vurabilirsiniz.

Çocuğa  niçin burada olduğunu ince bir üslupla sorarak farkındalığını, motivasyonunu ve hastalığı hakkındaki düşüncelerini aktarma fırsatı verin. Örneğin “ne için burada olduğunu düşünüyorsun Ayşe?”

“Geçen seferki oyunumuzdan hoşlandın mı?”

“Buraya isteyerek geldiğini sanmıyorum?”

“Ben de olsam isteyerek gelmezdim” gibi empati içeren sorular ve düşüncelerle süreci işletmeye devam edin.

Güven oluşumunu test etme vakti…

Ona dokunmaya çalışın( saçlarına ya da omzuna). Temasa tepkisini gözleyin.

Ona güvendiğinizi hissettirin.  Bir sırrınızı paylaşabilirsiniz, örneğin çocukken başınızdan geçmiş x bir yaşantıyı paylaşabilirsiniz.  Böylece kendini değerli hissedecektir.

Sizin hakkınızda ne düşündüğünü sorun; bu, yanlış algıyı düzeltmenize katkı sağlayacaktır.  Böylece ona yardım için var olduğunuzu ifade edecek fırsatı yakalamış olacaksınız. Bu durum da aranızdaki terapötik ittifakı güçlendirecektir.

Eğitim Hamlesi İçin İlk Denemeler

Kan şekeri ölçümünü hastalığın bir parçası haline getirmeyin.

Bilakis çözüm için bir adım olarak sunun.

İyileşmek istediğine göre en kolay adımı seçtiğinizi ifade edin.

Aslında fiziksel yakınmalarının bir reddediş olduğu bilgisini verin ;”Ayşe aslında canını acıtan şey hastalığın kendisi olabilir mi?”

Eğer cevap “evetse” hadi o zaman mücadele etmeye başlayalım!

Kritik Faktörler

Tutarlı olun.

Samimi olun.

Aceleci olmayın.

Anlamaya, gerçekten anlamaya çalışın.

Unutmayın, çocuğa ulaşmanın en iyi yolu çocuk olmaktır!

Okul  Ortamının Düzenlenmesi

Okul idaresini bilgilendirme

Öğretmeni bilgilendirme

Mümkünse yakın arkadaşlarının ailesini bilgilendirme

Alay edilmesinin ve dikkat çekilmesinin önüne geçme

Damgalanmasının önüne geçme

Sınıf bilinçlendirilmesi vs… Örneğin, bulaşıcı olmadığını anlatmak bile işe yarayan bir bilgidir.

Koruyucu Anne-Baba Tutumları

Etkin bilinçlendirme

Bağımlılığın zararlarının ortaya konulması (Örneğin bu aşırı bağımlılığın çocuğun kendine olan güvenine zarar verdiğinin ve yetersizlik hislerine neden olduğunun altının çizilmesi)

Anksiyetenin çocuğun öz denetimini olumsuz etkilediğinin aktarılması

Çocuğun öz yeterliliği için fırsatlara ihtiyacı olduğunun  anlatılması

                Aile bilinçlendirmelerinde,aile tipine göre bazen rasyonel,bazen duygusal, bazen de değer yargıları ile ilgili kanalları denemekte fayda olabilir.

Yeme Davranışı ve Pediyatrik Obezitede
Karşılaşılan Güçlükler
modül I -B

Pediyatrik Obezitenin Psikolojisi

Pediyatrik Obeziteye ve Yeme Davranışına Terapötik Yaklaşım İlkeleri

Obeziteye Neden Olabilecek Risk Faktörleri

1.  Bebeklikte çok fazla süt

2.  Çok fazla gazlı içecek

3.  Çok fazla meyve suyu

4.  Ketçap veya mayonez kullanımı/aşırı kullanımı

5.  TV önünde yemek yemek

6.  Günde 2 saatten fazla TV izlemek

7.  Abur cubur yemek

8.  Arabada yemek yemek

9.  Kahvaltı etmemek

Obezitenin Gelişimine Etki Eden Değişkenler

Çevre

Aile değişkenleri/Genetik

Obezitenin gelişiminde genetik bağlantı olduğuna dair genel bir konsensus (Myer & Stukard, 1993)

Aile değişkenleri/Ortak Alan

Obezitenin Gelişimine Etki Eden Değişkenler

Çevre

Aile değişkenleri/Genetik

Obezitenin gelişiminde genetik bağlantı olduğuna dair genel bir konsensus (Myer & Stukard, 1993)

Aile değişkenleri/Ortak Alan

Bebek ve küçük çocuklarda, ailenin besin tedariği ve evdeki aktiviteler açısından önemi büyük.

Açlık ve doyum noktalarının düzenlenmesini etkileyebilir.

Obezitenin Gelişimine Etki Eden Değişkenler

Azalan fiziksel aktivite şansı

Oturarak yapılan aktivitelerin artması

Yüksek yağlı ve yüksek kalorili yiyeceklerin artması

Psikolojik Değerlendirme

Psiko-sosyal bağlantılı

“Çocuklukta ve gençlikte obez olmak birçok olumsuz psiko-sosyal durumla bağlantılıdır.” (Jelalian & Mehlenbeck, 2003, p.  530).

Sosyal problemler ve açıklar

Depresyon

“Obezite, depresyon semptomlarıyla pozitif korelasyon içerisindedir.”(Erickson, Robinson, Haydel, & Killen, 2000)

Depresyon Hakkında 5 Uyarı Sinyali

Üzgün, kaygılı veya “boş” ruh hali

                -“Son zamanlarda kendini üzgün, endişeli ya da farklı hissettin mi?”

2.  Düşen okul performansı

                -“Okulun artık daha zor olduğunu veya eskisi gibi her şeyi kolay yapamadığını farkettin mi?”

Doğru Sorular

                3) Keyif/ilgi alanlarının veya spor aktivitelerinin azalması

                -“Eskiden hoşuna giden birçok şeyden artık keyif alamadığını düşünüyor musun?”

                4)  Çok az veya çok uyumak

                - “Eskiden uyuduğuna nazaran daha fazla veya daha az mı uyuyorsun?”

                5)  Kilo ve ve iştahta değişim

                -“Son zamanlarda iştahın değişti mi?”

İçinde Bulunulan Döneme Ait Psikolojik Özellikler

Özgüven

Fiziki ve genel anlamda düşük özdeğer(Braet, Mervielde, & Vandereycken, 1997)

Özgüven, okul çağı ve gençlik arasında düşer(Strauss, 2000).

Önemli, Çünkü…

Fiziksel aktiviteye nazaran düşük yeterlilik (Trost, Kerr, Ward, & Pate, 2001)

Yaşam kalitesi (JAMA, 2003)

Obez çocukların ölçülen yaşam kalitesi pediyatrik kanser hastaları kadar düşük.

Özbenlik saygısının düşmesi  uyumu imkansız kılabilir…

Psikolojik Değerlendirme

Yeme Bozuklukları

Obezlik  yeme bozukluğu gelişimi için büyük bir risk faktörüdür (Fairburn, Welch, Doll, Davies, & O’Conner, 1997).

Yeme Bozukluğu

Tatminsizliğin olduğu durumlarda  aşırı yemek yeme, Bulimia Nervosa’nın karakteristik özelliği (DSM-IV; Amerika Psikiyatri Birliği).

Terapötik Yaklaşım

Geçmiş hakkında bilgi almak

Aşağıdaki alanları değerlendirmek faydalı olabilir:

Sosyal fonksiyonlar

Kişilikle ilgili kavramlar

Ruh hali

Yeme bozuklukları

Yeme alışkanlığı belirleyicilerini yok saymayın!

Yemek yemek öğrenilen bir davranıştır!

Çevresel ve İçsel Düzenleme

Davranışsal değişiklikler

Fiziksel aktivite ve diyeti kendi kendine gözleme

                               -Uyarıcı kontrolü

Başarıyı sağlamak için çevreyi değiştirmek ( evde gazlı içecek bulunmaması)

-Ödüller koymak (pozitif şartlanma)

Diyet ve egzersizdeki iyileştirmelerle, pasif yaşam tarzı ve  kilo  oranındaki düşüşleri ödüllendirmek

Davranış Değişikliği Hedefleri

Hayat tarzındaki değişimleri öğret, gözle ve destekle!

Yüksek yağlı, besin değeri düşük yiyeceklere erişimi kısıtla!

Farklı alışveriş et!

Kan şekeri ölçümü ile korele et ve ödüllendir!

Başarabileceği küçük adımlar seçin…

Fiziksel aktiviteyi arttırın.

Durağan ve tembelliği arttıran aktiviteleri azaltın.

Ruh halini değiştirmek veya etki için yiyecek kullanmayın.

Çevre baskısıyla baş edebilmek için metodlar geliştirin.

Yiyecek tüketimini arttıran hareketlerden kaçının.

Hedef Belirlerken;

Problemi keşfetmek

Geçmişte ne yaradı, ne yaramadı?

Problemin anlamını belirlemek

Düşünceler, engeller, maliyet, değişikliğin yararları

Gerçekçi hedefler tespit etmek

Bir hareket planına karar vermek

Basit, belli, rutinin bir parçası olacak

Sonuçları gözden geçirmek

Stratejileri değiştirmek

Uygulanabilir adımlar olmasına dikkat!

Çocuğun veya gencin kilo kaybı için motivasyonunu değerlendirin.

Çocuğun kilosu hakkında endişesi var mı?

Çocukla alay ediliyor mu?

Çocuk etrafındaki diğer çocuklara ayak uydurup fiziksel aktivitede onlarla beraber olabilir mi?

Eğer motivasyon aile kaynaklıysa, aile müdahalesi gereklidir.

Eğer çocuk motiveyse, çocuğa sağlıklı davranış biçimi öğretilebilir.

Aile işin içinde olmalı!

Aile bazlı müdahaleler

Bütün aileyi toplayın.

Sağlıklı alışkanlıkların bütün aile üyelerinin yararına olduğu fikrini destekleyin.

Ebeveynlerin evdeki yiyecekler üzerinde sorumluluk almasını destekleyin.

Özel günlerde, yemek haricinde de olacak aktiviteleri destekleyin.

Yiyeceği bir ödül olarak kullanmayın.

Ailelerin TV izleme oranını gözlemlemesini destekleyin.

Hareket zamanı

Kişi bazlı müdahaleler

Çocuk veya genci kendi fiziksel aktivite ve yeme alışkanlıklarını gözlemlemesi konusunda cesaretlendirin.

Mantıklı ve davranış odaklı hedefler koyun.

Daha sağlıklı yeme alışkanlıklarını destekleyin.

Fiziksel aktivitede artışı destekleyin.

Kiloyu haftada bir kontrol edin.

Kan şekeri ölçümü ile uyumu gösterin.

Özetle…

Bilgiyi arttırırın.

Yararları anlaşılır kılın.

Risk uyarılarını abartmayın.

Sonuçlar hakkında düşünmeyi sağlayın.

Sağlıklı olmanın düşünü kurdurun.

Sorundan uzaklaşmayın.

Odaklaşma hatasına düşmeyin.
  


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder