Sağlık çalışanları için kötü haber verme teknikleri
Sağlık uygulama içindeki herkes bir şekilde kötü, üzücü ve
zor olarak nitelenen bilgileri hasta ve ailelerine iletmek zorunda kalır
Bu, bir sağlık çalışanı için isterse seçebileceği bir beceri
değil, zorunlu ve temel bir beceridir.
Bu görevin iyi yapılması, mesleki doyuma katkıda
bulunmaktadır. İyi yapılmadığı takdirde, kötü haber verme ile ilgili anılar hem
haberi veren kişide, hem de alan
kişilerde olumsuz izler bırakan durumlardır
Adrykowski, haberi veren doktorun kişilerarası ilişki
becerilerinin, hastanın daha sonraki ruhsal iyilik durumu ile doğrudan ilişkisi
olduğunu belirtmiştir
Kötü haber ne demektir?
Kişinin geleceğe bakışını olumsuz ve önemli düzeyde
değiştiren her haber "kötü haber"dir.
Kötü haberin etkisi bireyin beklentileri, istekleri,
planları ve durumuyla, tıbbı gerçek arasındaki boşluğun büyüklüğüne bağlıdır.
Kötü haberin algısı
Birine hasta olduğunu söylemek her durumda kötüdür, çünkü
hiç kimse hasta olduğunun söylenmesinden, yaşam tarzını değiştirmeye zorlayan
reçeteler verilmesinden hoşlanmaz
Hiçbir sağlık personeli de kötü haber vermekten hoşlanmaz.
Ölüm korkusuna eşlik eden korkular;
Ağrı,
Hareket kaybı,
Sakat kalma gibi hastalıkla ilgili korkular;
Baş edememe,
Aklını kaybetme,
Bunama,
Kontrolü kaybetme gibi ruhsal etkiler ile ilgili korkular,
Var oluşsal korkular
Korku sadece ölümden değildir
Beden imgesinde bozulma gibi nedenlerle tedavi korkusu;
Cinsel işlev ve çekicilik kaybı,
yük olma,
Aile içinde rolünü kaybetmeyi içeren aile ve arkadaşlarla
ilgili korkular;
İş/güç/statü kaybı,
İşle birlikte sağlık güvencesini kaybetme riski,
Tedavi giderleri,
Yaşamın akışının dışında kalmayı da içeren ekonomik, sosyal
statü ve işle ilgili korkulardır.
‘’Kötü haberi ‘’ verirken gerçeği söylemek zorunda mıyız?
Gerçeğin söylenmesinden kaçınma tutumu gerçeğin zararlı
olabileceğine, tıbbı gerçeklerin açıklanmasının hastanın ümidini ve iyi
çabasının engelleyebileceğine dayanmaktadır.
Gerçek ama nasıl?
Gerçeği duyarsız ve düşüncesizce söylemek, gerçeği saklamak
kadar zarar verici olabilir.
Kötü haber doğru bir şekilde iletilirse, hasta ve yakınları
ile ilişkiyi olumlu yönde geliştirir, baş etmelerine yardımcı olur ve işbirliği
olasılıklarını artırır.
Duyarsız bir şekilde yapıldığında ise; kötü haberi alanın
sıkıntısını artırır, kişinin uyum ve dengeleme yeteneği üzerinde uzun süreli
olumsuz etkilere neden olur.
Kötü haber sürecinin
hazırlık,
haberi verme,
izlem,
olarak 3 ana aşaması
olduğu varsayılabilir
Kötü haber iletme stratejileri
1. Fizik ortamın düzenlenmesi ve görüşmeyi başlatma:
Doğru fiziksel ortam için hasta ile aranızdaki engelleri kaldırın,
uzaklığınızı ayarlayın, gözünüz aynı düzeyde olsun ve oturarak konuşun.
2. Hastanın neyi, ne kadar bildiğinin öğrenilmesi :
Görüşmenin en üst düzeyde dinleme becerisi ve tam bir
odaklanma gerektiren önemli bir adımıdır.
Hedef, hastanın tanı sınıflandırması ya da temel patoloji
hakkında ne bildiğini değil, hastalığının geleceğini nasıl etkileyeceği
konusunda neler bildiğini öğrenmektir
Dinleme prosesleri
Hastanın tıbbi durumunu algılayışı hakkında fikir verir.
Hastanın ne kadar anladığı ve tıbbi gerçekliğe ne kadar kapalı olduğunu
anlamayı sağlar
Hastanın anlatım biçimi, hastanın duygusal durumu, eğitim
düzeyi ve konuşurken nasıl bağlantılar kurduğu ile ilgili bilgiler verir.
Hastanın hangi sözcükleri kullandığına ve neleri
kullanmaktan kaçındığına dikkat etmek önemlidir
Hastanın söylediklerinin duygusal içeriğini anlamak
önemlidir. Hastanın konuştukları ile ilgili ve sözcüklerin ima ettiği duyguları
anlamaya çalışılmalıdır. Hastanın, özellikle hangi duygu ile ilgili konuşmaktan
kaçındığına ve sözel olmayan iletilerine (doktordan ne kadar uzağa oturduğu,
ileri doğru kamburlaşma, ağlama, ellerini ovuşturma) dikkat edilmelidir.
Sözel ve sözel olmayan anlatımlar arasındaki uyumsuzluğa
bakmak da önemlidir ( eller anksiyete gösterirken, sözler soğuk kanlı ve
cesurca olabilir).
3. Hastanın ne kadar bilmek istediğinin öğrenilmesi:
Görüşmedeki en kritik noktalardan biri, hastanın açık bir
biçimde ne olup bittiğini bilmek isteyip istemediğinin anlaşılmasıdır. Bu
bölümün atlanması, görüşmenin sonraki aşamalarına güvenle ilerlemeyi engeller
4. Bilginin/durumun paylaşılması ve öğretilmesi
Görüşmeye başlarken kısa bir giriş yapmak her zaman en kolay
yoldur .
"Hastalığınızın ne olduğunu ve tedavisini anlatarak
başlayacağım ve sonra ileride neler olacağını ve başka şeyleri
konuşabiliriz."
Hastaya verilecek bilgi:
*Hastalığı ve hastalığın olası gidişini,
*Tedavi biçimini ya da planını,
*Karşılaşılabilecek sorunları ve sonlanmayı,
*Bunlarla baş etme yollarını ve desteğin biçimini
içermelidir.
5. Hastanın duygularına yanıt verme:
Kötü haber verme görüşmesinin başarısı yada başarısızlığı
hastanın tepkilerine ve bu tepkilere nasıl yanıt verildiğine bağlıdır. Bu
tepkileri tanıdıkça değişim ve gelişim sağlanır. Gözyaşları, kızgınlık,
anksiyete normal tepkilerdir. Hastalar bilişsel olarak yadsıma , suçlama,
suçluluk, korku ve utanma duygusu belirtebilirler; panik nöbeti yaşayabilirler.
Haber aynı da olsa, her birey farklı tepkiler verecektir. Duygunun
anlatılmasına izin vermek,
kabul etmek ve sadece orda onunla olmak önemlidir.
6. Planı belirleme ve sonraki görüşmeyi planlama:
Görüşmenin bu noktasında haberin kötülük düzeyine göre hasta
kendisini şaşkın, keyifsiz ve disorganize hissedebilir. Bir profesyonel olarak,
gelecek için planlar önermeniz için size bakmaktadır. Bu tutum bir
profesyonelle, bir arkadaşı birbirinden ayıran bir tutumdur. Görüşmenin bu
noktasında, hastanın ajandası hakkında bilinenler ile tıbbi senaryo ve baş etme
planını bir araya getirmeye çalışmak gerekir
Bu noktada hastanın baş etme yöntemlerini tanımlamak ve
güçlendirmek önemlidir. Kronik hastalıkla yüzleşirken, hasta kendine yardım
edebilmelidir
Ölüm haberi
1.Doğru fiziksel ortamı sağlama :
Ölüm haberini vermek için gizliliğin olduğu bir ortam
sağlamak önemlidir. Odalardan birini, ya da varsa görüşme odasını kullanmak en
iyisidir.
2. Kendini tanıtma ve aile üyelerini tanıma:
Bir hastalık sonucunda ölüm gerçekleşmişse; ölüm haberi
,aileyi tanıyan daha önceden tanınan ve güvenilen birisi tarafından
verilmelidir.
3. Olanları kısaca anlatarak ölüm haberini söyleme:
Uygun selamlaşma ya da tanışma sonrasında ne söyleyeceğiniz
sizin tarzınıza bağlıdır, ama şu yöntemler kullanılabilir:
a. Aile en son gördüğünde hasta yaşıyor idiyse, ailenin o anda neler düşündüğünü
öğrenmeye çalışmak uygun olur (2. basamak, ne biliyorlar?)
Elbette burada 'ne bilmek istiyorlar basamağı' atlanır.
Bundan sonra neler olduğunu ve yapıldığını anlatmak gerekir. Kısa ve basit
olmasına özen gösterilmelidir. Bu durumdaki aile, söylenenlerin çoğunu
anımsamayacaktır.
En önemli an, hastanın öldüğünü söylem anıdır; genellikle kısa ve basit bir biçimde
öyküleştirilebilir ("kalbi atmamaya başladı ve biz yeniden kalp atımını
başlatmaya çalıştık, fakat maalesef yapabileceğimiz çok fazla bir şey yoktu.
Bunu söylediğim için üzgünüm ama ....' ı kaybettik').
b. Aile en son gördüğünde hasta yaşamıyorsa bu durumda aile
üyelerine ne düşündüklerini sormayın, doğrudan neler yapıldığını açıklayan ve
ölüm haberini onaylamaya doğru ilerleyen kısa bir anlatımda bulunun ('Çok ağır
bir iç kanaması vardı, bunu söylediğim için üzgünüm ama hastaneye geldiğinde
ölmüştü. Onu geri getirmek için yapabileceğimiz bir şey yoktu').
Aileyi kötü bir habere hazırlamaya çalışırken, anlatımı
karmaşık yaparak ve içinde dönüp durarak ailenin ıstırabını arttırmamak
önemlidir.
Aile sizi durdurursa, anlatımınızı kesmeye ve ölüm haberini
vermeye hazır olun. Neden başarısız olunduğu ile iligili sonrasında da açıklama
yapılabilir.
4. Empatik yanıtlar verme:
Empatik yanıtlar vermek en değerli tekniklerdir.
Bunlar her tepki için kullanılır ('Bunları duymak zor
olmalı' gibi). Ağlama, şok ve kızgınlık tepkilerine hazırlıklı olmak gerekir.
Aile üyeleri ölümü kavradığında yalnız kalmak isteyebilir, ya da kaybedilen
aile üyesini görmek isteyebilir. Bu anda ne istediklerini sormak faydalı olur.
Görmek isterlerse ortamdaki rahatsız edici görüntüleri temizledikten sonra
görmelerini sağlamak ve vücudun görünümdeki değişikliklere hazırlamak gerekir.
Duygusal vedalaşmalar için zaman tanımak, acele ettirmemek ve kişinin acısını/gösterebileceği,
yaşayabileceği güvenli ve göz önünde olmayan güvenli ......
5. Görüşmeden sonra yardımcı olabilecek birinin orada
bulunmasını sağlama:
Görüşmeden sonra yardımcı olabilecek birinin orada
bulunmasını sağlamak önemlidir. Sadece bir aile üyesi varsa (yalnız bir eş
gibi) odada yalnız bırakmamak gerekir. Bir arkadaş ya da bir aranabilecek, kısa
sürede oraya ulaşabilecek bir akrabası olup olmadığını sormak gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder