PARKİNSON VE
KOGNİSYON(BİLİŞSEL İŞLEVLER)
Demansı olmayan Parkinsonlularda, hatta erken evrelerde
çeşitli bilişsel bozukluklar gözlenmektedir. Demans ise hastaların daha küçük
bir bölümünü etkilemektedir. PH’de demans görülme sıklığı %35 olarak
bildirilmiştir. Hastalığı 70 yaşından önce başlayanlarda demans görülme sıklığı
%9 iken, 70 yaşından sonra başlayanlarda %37 oranında saptanmıştır.
Risk Faktörleri
PH’de demans gelişimi ile ilgili olarak; hastalık başlangıç
yaşının ileri olması, özellikle bradikinezi olmak üzere ekstrapiramidal
semptomların şiddeti, aile öyküsü, depresyon, levadopaya bağlı psikozun
varlığı, psikolojik stres ve düşük sosyoekonomik durum ya da eğitim düzeyi risk
faktörleri olarak bildirilmiştir. Başlangıç yaşının ileri olması ve atipik
klinik özellikle temel risk faktörleri olarak görülmektedir.
Klinik Özellikler
Parkinson hastalarında bellek, dikkat ve yürütücü işlev
bozuklukları ile bilişsel yavaşlama olur. Vizyospasyal becerilerde bozukluk en
yaygın olandır. PH ile ilişkili demans, vizyospasyal disfonksiyon ve önde giden
davranış semptomları ile ilişkili bir sendromdur. Demansı olmayan olgular da
aynı tipte bozuklukları kapsar ama demanslı parkinsonlularda bulgular daha
ciddidir.
Vizyospasyal İşlevler
Vizyospasyal işlevler, uzaydaki objelerin pozisyonlarını
ayırt etmeyi, bu objeleri uygun mekan çerçevesi içinde birleştirmeyi, bu tür
mekanlarla ilgili kavramları gerektiren mental işlemleri yerine getirebilmeyi
içermektedir. Vizyospasyal disfonksiyon PH’de çok yaygındır ve entelektüel
yetilerin korunduğu ve az motor komponent gerektiren testlerde bile kanıtları
bulunabilir. Kategori oluşturma, yanıtın kendiliğinden oluşturulması ve ileri
planlama kapasiteleri gerektiren işlevler bozulur. PH’deki vizyospasyal
bozukluklardan vizyospasyal fonksiyonda spesifik bir değişiklikten çok santral
işleme kaynaklarındaki defisitler sorumludur.
Yürütücü Fonksiyonlar
PH’de yürütücü fonksiyonlar da değişmiştir ve bu
fonksiyonların bozukluğu, kognitif bozulmaya işaret eden en erken bulgulardan
biridir. Yürütücü fonksiyonlar yeni, rutin olmayan problemin çözüm işlemidir.
Bekleme, hedef seçimi, ön planlama ve sonuçları gözlemleme aşamalarından
oluşur.
Defisitler, kavram oluşturma ve kural bulma, problem çözme,
ayrıntılara girme, planlama ve dikkatini bir yöne kaydırmada bozukluğunu içeren
birkaç farklı paradigma kullanılarak demansı olmayan Parkinson hastalarında
daha iyi ortaya çıkarılmıştır. Perseveratif hatalar daha az sıklıktayken,
güçlükler yeni uyarana dikkati kaydırmaya bağlı olarak ortaya çıkar.
Dikkat
PH’lı hastalar dikkati düzenlemede bozukluk olduğu için çift
görev testlerinde (iki farklı görevi eş zamanlı yapmaları istendiğinde)
zorlanırlar. Görsel dikkat görevlerinde çeldirici unsurların varlığında PH’lı
hastaların kontrol grubundakilere göre dikkatlerinin daha kolay kesintiye
uğradığı bildirilmiştir.
Bellek
Parkinsonlu hastalarda birkaç bellek fonksiyonunda bozukluk
olabilir. Bellek bozukluğu limbik tipte değildir ve daha çok bellek trasesine
ulaşmada güçlüğe bağlıdır. Kısa süreli bellek kapasitesi normal olmasına karşın
akılda tutma süresi kısalmıştır. Amnezi olmamakla birlikte multipl bellek
içeriğini işlemlemek zorlaşmıştır. Anlamsal ilişkili kelimelerin çağrışımı
bozuktur. PH’lı hastalarda olaylara ilişkin materyalin bilinçli toplanması ve
direkt ölçümü fonksiyonu ile ilgili açık bellek bozulmuştur. Bellek depolama
şifrelemesi sağlam olduğundan otomatik ve örtük bellek sağlamdır. Demansı bulunan PH hastalarında, çalışma belleği, uzun
dönem bellek, vizyospasyal bellek ve metodlu öğrenme bozulmuştur. Defisitler, yeni
bilgiyi öğrenmede bildirilmişse de bellek bozukluğu, Alzheimer hastalığında görülenden
farklı bir paternde ve daha az ciddidir.
Dil
PH’de dilde bozulmuş verbal akıcılık temel özelliktir ve
Alzheimer hastalığında ortaya çıkandan daha ciddidir. Demansı olan ve olmayan Parkinson
hastalarında isimlendirme güçlükleri, spontan konuşmanın azalmış bilgi içeriği,
bozulmuş cümle kavrayışı, özellikle kompleks cümlelerin kavrayışında bozulma
gibi diğer defisitlerin hepsi Alzheimer hastalığına göre anlamlı derecede azda
olsa tanımlanmıştır. PH’da bozulmuş verbal akıcılık, isimlendirme güçlükleri
gibi tanımlanmış dil defisitleri, daha çok yürütücü fonksiyon bozukluğu ile
ilişkilidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder