20 Eylül 2015 Pazar

MS ,KOGNİSYON KOGNİTİF İŞLEV BOZUKLUĞU ,KOGNİTİF REHABİLİTASYON



KOGNİTİF REHABİLİTASYON


Kognisyon Nedir?

Kognisyon psişik bir sistemin ona gelen bütün uyaranları işlemesi esnasında gösterdiği faaliyet grubudur. Başka bir deyişle kognisyon yahut biliş; algı, hatırlama, düşünme, muhakeme, yargılama gibi bütün bilgi yollarını kapsayan genel bir terim olarak tanımlanabilir. Kognitif yapı kavramı, kişinin geçmiş yaşantısını, günlük yaşantısıyla bağlantılı, hiyerarşik, kavramsal plana göre düzenlemesi için kullanılır



Kognitif İşlev Bozukluğu Ne Demektir?
Kognisyon, dışarıdan insan zihnine gelen verilerin, zihinde önceden var olanlarla işlenerek düzenlenmesine verilen isimdir. İnsanların zihnine dış dünyadan sürekli bilgiler akar. Bu bilgiler olduğu gibi zihne alınmaz, birçok aşamadan geçerek düzenlenir ve sonra kullanılır. Bu veriler, algı, düşünce, dil, duygu gibi aşamalarda işleme tabi tutularak değerlendirilir, düzene sokulur ve sonuçta bilgi ortaya çıkar. Her insan, gelen verileri yaşantısına, duygularına ve düşüncelerine göre farklı yorumlayıp düzenler. Kognitif işlev bozukluğu; algı, hatırlama, düşünme, muhakeme, yargılama gibi alanların biri ya da birkaçında ortaya çıkan ve işlevselliği bozan bir süreçtir.


MS’de Kapladığı Yer ve Önemi Nedir?
Multiple Skleroz hastalığının zengin belirtileri içerisinde kognitif işlev bozuklukları da yer almakta ve MS’li birçok insanda kognitif işlev bozukluğu günlük hayatı etkileyen önemli bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Beynin patolojik değişikleri ile kognitif  bozukluklar arasında bağlantı kurma çabaları özellikle son 20 yıl içerisinde artmıştır. Lezyon lokalizasyonu, aktif inflamasyon durumu, yıkım ve tamir süreçlerinin dengesi, lezyon gelişim hızı gibi birçok etkenin kognitif  işlevleri ne şekilde etkilediği günümüzde tam olarak aydınlanmış değildir. Standardizasyonu sağlanmış nöropsikometrik testler ile yapılan çalışmalarda MS hastalarının %40-60’ında kognitif  etkilenme olduğu görülmüştür.
 En Sık Etkilenen İşlevler Nelerdir?
Etkilenme şekline baktığımızda, sosyal yetiler ve dil e ait işlevler göreceli olarak korunmakla birlikte, içgörü ve problem çözme yeteneğinde bozulmalar olarak karşımıza çıkar. MS’de görülen kognitif  etkilenme tipleri geniş bir yelpaze oluşturur. En çok etkilendiği bildirilen kognitif  işlevler: bellek-öğrenme ve geri çağırma, sözel akıcılık-kelime bulma, dikkat ve konsantrasyon, soyutlama ve problem çözme, planlama ve programlama, bilgiyi işlemleme, yargılama ve çözümleme, görsel-mekansal işlevler.
MS hastalarında en sık etkilendiği bildirilen işlevler ile ilgili özellikler:
Öğrenme ve Bellek: Bellek terimi, geçmiş deneyimlerin anımsanması ile ilgili çeşitli faktörleri içeren bir genellemedir. Anımsama ise, bilince çıkarabilme ve sözel olarak ifade edebilme yeteneğinin göstergesidir. MS hastalarında en sık bildirilen bilişsel etkilenme bellek bozukluğudur. Sözel ve görsel girdilerin uzun süre sonra kendiliğinden hatırlanmasında %20-42 oranında etkilenme bildirilmiştir. MS’de bellek etkilenmesi Alzheimer tipi bunamadan tamamen farklıdır. Alzheimer hastalarının bilgiyi depolama zorlukları vardır. MS’de ise sorun, depolanmış bilgiyi tarama ve geri çağırma süreçlerindedir. Alzheimer hastaları not defteri veya benzeri hatırlatıcı malzemeler kullanamazlar, çünkü bu malzemeleri neden taşıdıklarını hatırlayamazlar. MS hastalarının öğrenme süreleri biraz uzamıştır, bilgi depolama güçlüğü yoktur, ancak bilgiyi işleve sokmakta güçlük çekerler. Not defteri ya da benzer şekilde hatırlamayı kolaylaştıracak araçlar günlük yaşamda çok yardımcı olur.
Dikkat: Dikkatin, belirli bir obje ya da fikrin seçilmesi, değerlendirilmesi ve ona yanıt verilmesi için gerekli zihinsel ayıklama ve seçim işlemi olduğu söylenebilir. MS hastalarında en erken bozulduğu bildirilen bilişsel işlev dikkat ve dikkati sürdürebilme becerisidir. Dikkat bozukluğu, bilişsel işlev bozukluğunun saptanmasında en önemli belirti olabilir. Hastaların dikkat ile ilgili testleri yaparken dikkati sürdürmekte güçlük çektikleri ve tepki zamanının uzadığı görülmüştür. Zayıflayan dikkatin günlük yaşamı çok az etkileyeceği düşünülebilir, ancak bu doğru değildir. Örneğin telefon numaralarını veya sayıları akılda tutarak hızla çevirmek, her zaman bir yere yazarak çevirmekten daha kolaydır. Kasiyerlik, muhasebe ya da benzeri bir işte çalışan kişinin hesaplama ve para işlerinde dikkat etkilenmesi nedeni ile zorlanması da örnek olarak verilebilir.
Görsel- Mekansal İşlevler ve Yapıp-Çatma: Görsel-mekansal algı, objenin uzaydaki yerinin ve ne olduğunun algılanması( yüz tanıma, bir çizimin ayrıntıları ile birlikte doğru olarak algılanabilmesi vb.), yapıp-çatma yetisi ise, bu algılamadan sonra el göz koordinasyonunun kullanılarak motor bir işlevin oluşturulabilmesidir(küplerle kule yapma, paralel iki çizgiyi çizebilme vb.). MS hastalarında diğer işlevlerden bağımsız olarak görsel işlev bozukluğunun var olduğu bildirilmiştir. Cisimlerin şekillerini, yer ve konumlarını, üç boyutlu yapılarını, benzerliklerini ve farklılıklarını ayırt etmekte oldukça önemli olan görsel-mekansal  işlevlerde bozulma, ek bilişsel ve fiziksel bozukluklar da eklendiğinde günlük işlevlerin yerine getirilmesini ciddi derecede bozar.
Bilgiyi İşleme-Yürütücü İşlevler: Farklı durumların gerektirdiği planlamayı yapabilme ve bunu uygulayabilme olarak özetleyebileceğimiz yürütücü işlevlerdeki bozukluk, MS hastalarında sık olarak karşımıza çıkar. Bu bozulma bilgiyi işlemleme, soyutlama, planlama ve programlama yetilerinde ya da sözel akıcılıkta olabilir. Yürütücü işlevlerdeki bozukluk, MS hastasının sosyal işlevlerinde ve yakın çevresi ile ilişkilerinde bozulmaya yol açan ve özürlülük derecesini arttıran en önemli etkendir.

MS’de bilişsel  işlev bozuklukları ile hastalığın diğer özellikleri arasındaki ilişki:
 Bilişsel işlev bozukluğu MS hastalarının her birinde farklı zamanlarda farklı şekilde ortaya çıkar. Bazıları hiçbir bilişsel tutulum göstermezken bazıları çok az, bazıları da ağır tutulum gösterir, bir kısmı da bilişsel işlevlerin belli alanlarında güçlük çeker. Özürlülük derecesi ile bilişsel etkilenme düzeyi arasında ilişki yoktur. Hastalık süresi ile bilişsel etkilenme düzeyi arasında da bir ilişki yoktur. MS tipi ile bilişsel işlev bozukluğu arasındaki ilişki çok zayıftır, MS’in herhangi bir formuna özel gelişmez. Bilişsel işlev bozukluğu ataklar sırasında artabilir ve atak sonrasında düzelebilir. İlerleyişi MS’e oranla son derece yavaştır.

Günlük Hayatı Nasıl Etkiler?
Bilişsel işlev bozukluğu olan MS hastalarının %16’sının, olmayanların ise %44’ünün çalışabildiği bildirilmiştir. Bilişsel işlev bozukluğu olan bazı MS hastaları birkaç işi bir arada yapamayabilir, işleri planlama ve programlamada zorluk yaşayabilir. Uyaranların fazla olduğu ortamlarda belli bir konuya dikkatini yoğunlaştıramaz ve söylenenleri anlayamaz. İş yerinde, sosyal ilişkilerde, alışverişte, aile yaşantısında sorunlar yaşanabilir. Yanlış anlaşılma, yalnız bırakılma ve suçlamalar olabilir. Hastanın özgüveninde azalma, sıkıntıda artış, anksiyete, depresyon ve boşluk hissi ortaya çıkabilir.

MS’de Bilişsel İşlev Bozukluğunun Tedavisi:
Bilişsel etkilenme derecesi fiziksel özürlülük derecesi ile ilişkili değildir, bilişsel bozukluğun ilerleme derecesi hastaya göre farklılık göstermesine rağmen, hızlı kötüleşme nadir görülür. Bilişsel etkilenme bir kez ortaya çıkmışsa bunun zaman içerisinde kendiliğinden düzelmesini beklemek pek anlamlı değildir. Baş etme yöntemleri: bilgi, bilinçlenme, nöropsikolojik ve bilişsel rehabilitasyon(özgül dikkat ve hafıza eğitimleri), bilişsel işlev bozukluklarını düzeltmeye yönelik ilaç tedavileri, bilişsel terapi, destekleyici yöntemler.

MS’de Kognitif Rehabilitasyon Sürecinin Gerekliliği
Bilişsel işlevleri bozuk olan MS hasta grubunun, sağlam olanlara göre günlük yaşam aktivitelerinde, ev işlerinde ve sosyal ilişkilerde daha fazla zorlandıkları bilinmektedir. Bilişsel rehabilitasyonda amaç, günlük yaşam aktivitelerinde gerekli olan bu bilişsel işlevleri yapılandırmak ve desteklemektir. Bilişsel rehabilitasyon hastanın emosyonel durumunu düzenlemek, kendisinde var olan problemi görmesini sağlamak ve motivasyonunu arttırmak için gereklidir. Amaç etkilenmiş olan bilişsel işlevleri geri getirmek değil, var olan bozuklukları, sağlam işlevleri kullanarak güçlendirmek ve günlük yaşamda kullanabilmeyi hastalara öğretmektir.

Program:
1.    Ölçüm

2.   Multipl skleroz zemininde gelişen kognitif disfonksiyonun rutin klinik nörolojik muayenede saptanması güçtür zira hastaların konuşma yetileri ve entellektüel fonksiyonları genellikle korunmuştur(Rao SM: Neuropsychology of multiple sclerosis: a critical review. J. Clin. Exp. Neuropsychol. 8, 503-542;1986). Yakın zamanlı çalışmalar MS hastalarının %25’inde kogntif yakınmalar olduğunu, nöropsikolojik testler kullanıldığında ise hastaların %50’sinde kognitif bozukluk saptandığını, hastaların %10’unde kognitif bozukluğun demans tanısı kriterlerini dolduracak düzeyde olduğunu göstermektedir (Rao SM: Neuropsychology of multiple sclerosis: a critical review. J. Clin. Exp. Neuropsychol. 8, 503-542;1986, Rao S, Leo G, Bernardin L, Unverzagat F: Cognitive dysfunction in multiple sclerosis. Frequency patterns and prediction. Neurology 41, 685-691;1991). Hastalarda genellikle hafıza, dikkat, bilgi işleme hızı ve vizyospasyal işlevlerin bozulduğu bir subkortikal demans profili görülür(Rao SM: Neuropsychology of multiple sclerosis: a critical review. J. Clin. Exp. Neuropsychol. 8, 503-542;1986). Hastalarda kognitif işlev bozukluğunun saptanması ve ölçülmesi, bu işlev bozukluğunun çalışma, yaşam kalitesi ve sosyal hayat üzerinde muhtemel olumsuz etkileri  nedeniyle önemlidir.
Tarama testleri  ayrıntılı nöropsikolojik test gerektiren bireyleri tayin etmek için son derece önemlidir. Multipl sklerozda en sık kullanılan tarama bataryaları brief repeatable battery of NP tests(BRB-NP), repeatable battery of the assesment of NP status(RBANS), screening examination for cognitive impairment(SEFCI), ve NP screening battery for MS status(NPSBMS). Bu bataryalar tipik olarak Alzheimer hastalığı gibi primer olarak serebral korteksi tutan hastalıkları saptamak için kullanılan Folstein mini-mental durum muayenesine üstündürler(Folstein M, Folstein S, McHugh P: 'Mini-mental state'. A practical of patients for the clinician. J. Psychiatr. Res. 12, 189-198 (1975). Beatty W, Goodkin D: Screening for cognitive impairment in multiple mental state examination. Arch. Neurol. 47, 297-301 (1975). bu tarama bataryalarını doğrudan karşılaştıran çalışmalar, kognitif bozukluğu saptamada SEFCI veNPSBMS’nin RBANS’a üstün olduğunu  ancak BRBNP’nin kognitif bozukluğu tanımada SEFCI’dan üstün olduğunu göstermektedir. Bu nedenle çalışmamızda BRBNP kullanılmıştır.
3.   Bilinçlendirme
MS’li hastalarda çeşitli sorunlara bağlı olarak günlük yaşam aktivitelerinde zorlanmanın hastalığın ilk yıllarında başladığı; ince ve kaba motor aktivitede bozulmanın tanıdan yaklaşık 5 yıl sonra başladığı, duyusal, emosyonel ve bilişsel sorunların ise 10 yıl sonra yoğunlaştığı rapor edilmektedir. Ancak bu hastalıkta semptomların bireye özgü bir seyir izlediği de vurgulanmaktadır. Bu nedenle hastanın klinik durumuna uyan dinamik bir semptom yönetimi planı geliştirilmeli ve her bir semptoma yönelik girişimler planlanmalıdır. Planlama aşamasının ilk ve en önemli adımı hastanın bilinçlendirilmesi, kendisinde varolan bozukluk hakkında farkındalık kazanması ve tedavi prosedürüne tam uyumunun sağlanmasıdır.

4.   Grup ve Bireysel Eğitim
Tüm kronik hastalıklarda olduğu gibi bu hastalıkta da eğitimin amacı hastaya otonomi kazandırmak ve onu sağlığı konusunda karar verebilir duruma getirmektir. Yapılan çalışmalar hasta eğitiminin hastalığa uyumu kolaylaştırdığını ve yaşam kalitesini artırdığını ortaya koymuştur. Yetişkin eğitimi ilkelerine göre hazırlanan eğitim programı, bireysel olabileceği gibi küçük gruplar şeklinde de uygulanabilir. Eğitim, hastalığın aşamasına göre olmalıdır: Yeni tanı konulmuş hastaya diyet, egzersiz, hastalıklardan korunma, düzenli sağlık kontrolü vb. genel sağlığı sürdürme ve toplumsal destek kaynakları; erken dönemde tedavi seçenekleri, tamamlayıcı tedaviler, atak tetikleyicileri, çalışma yaşamı, rol değişiklikleri; geç dönemde ise ev ortamı değişiklikleri, sosyalizasyon, mental sağlık, kişisel bakım ve komplikasyonların önlenmesi vb. konularında eğitim verilmelidir. Stresin immünolojik hastalıklarda atakları tetiklediği bildirildiğinden, stres yönetimi de eğitim konuları arasına alınmalıdır.



5.   Özgül Dikkat Eğitimi ve Bozulan Diğer Alanlara İlişkin Eğitimler

6.   Depresyon, Anksiyete, Somatizasyon gibi Psikopatolojilerin Kontrolü

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder